15 Şubat 2018 Perşembe


Makale İncelemesi III

Gaye Birol, Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Modernizmin başlangıcı, kimilerine göre “hümanizma” fikrinin ortaya atıldığı 15’inci yüzyıl, kimilerine göre Rönesans, kimilerince ise tarımsal düzenden endüstri düzenine geçiş olan “endüstri devrimi”dir. 19’uncu yüzyılda yayılan modern düşünce anlayışının mimaride uygulanışı 1851 yılında Joseph Paxton’un Kristal Saray’ı ile başlar. Londra’dan sonra Avrupa’da birçok ülkede gerçekleştirilen bu sergileme işlevli binalar, gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel gelişimlerini, buluşlarını diğer ülkelere tanıtmaları amacıyla uyguladıkları yenilikçi hedefler ile tasarlanmıştır. Kristal Saray ile başlayan fuar binaları furyası, Chicago Okulu ile birlikte uzun yıllardır süregelen anıtsal mimari düşünce sistemini tahliye edip yerine çelik cam ve betonarme yapım tekniğinin uygulandığı hafif ve şeffaf, uygulaması kolay binaları önermiştir.


19. yüzyılın sonlarında yalınlaşan bu mimari anlayış 20. Yüzyıl’a doğru giderek pürist bir yaklaşıma evrilecektir. Bu dönemin en önemli temsilcilerinden Tony Garnier, Adolf Loos ve Auguste Perret’ye göre mimari yalın, süssüz, aynı zamanda ekonomik ve fonksiyonel olmalıdır. Loos’a göre tüm bu özellikleri barındıran yapılar “güzel”dir. Her tülü süs “suç”tur, “çirkin”dir, “bayağı”dır. Binalar, içilerindeki fonksiyonu cepheye yansıtmalı, fonksiyon dışarıdan okunabilir, iç-dış birliği sağlanmış olmalıdır. Sözgelimi Walter Gropius’un “Fagus Fabrikası”, Peter Behrens’in AEG Fabrikası, Adolf Loos’un “Steiner Evi” bu ifade ile tasarlanmış, dönemin sembolü olan modern yapılardandır.[1]


20. yüzyıl yalnızca mimari bağlamda yalınlaşmamıştır. En az dönemin mimarları kadar ressamları da modern, yalın, çağdaş ifade dilini benimsemişlerdir. Kandinsky ile başlayan soyut sanat anlayışı Mondrian ile pekiştirilerek döneme çağdaş ve pürist bir yaklaşımla gerçekleştirilen soyut ve öznel sanat eserleri kazandıracaktır. Neo plastisizm’in de temelini oluşturan Kübist anlayış resme hacimselliği, asimetri, şeffaflığı kazandırır. Bu geometrik yaklaşıma göre üretilen sanat eserleri, “küp, koni, küre, silindir” gibi temel formları ile “güzel”dir. [2]Sanatın giderek soyutlaşan ifadeci yaklaşımı, Süprematist ressam Malevitch’in “siyah kare” ve “beyaz üzerine beyaz”ı ile “mutlak pürizm”e ulaşır.


Bu dönemde mutlak soyutlaşmaya doğru giden dinamik ve özgün anlayış, mimari ve resim sanatının kesişim noktası olmuş ve bu iki sanat dalı Gerrit Rietveld’in “Shröder Evi” ile adeta iç içe geçmiştir. De Stijl’in en önemli temsilcisi olan bu eser adeta Mondrian’ın kompozisyon’unun üç boyutlu ifadesidir.


[1] Gaye Birol, Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

[2] Bülent Özer, ''İfade Çeşitliliği Yönünden Çağdaş Mimariye Bir Bakış' Mimarlık 41, no. 3 (1967) : 13-42

1 yorum:

  1. Titanium Art - Titanium Art
    Titanium Art. Tinken is the main text in the Tinken 라이브 바카라 사이트 painting micro touch titanium trimmer The Tinken of Thor's titanium earrings Quest. The Tinken of Thor's Quest, the Tinken black titanium ring of Ragnarok, is a does titanium have nickel in it mythological

    YanıtlaSil

"Tenin Gözleri"

“Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular” Juhani Pallasmaa, Mart 2011, (çev.) Aziz Ufuk Kılıç, YEM Yayın, İstanbul, 90 sayfa Kitap İ...